زكاة
الغنم
10- Koyunlarda Zekat
أخبرني عبد
الله بن فضالة
قال أنبأ سريج
بن النعمان
قال حدثنا
حماد بن سلمة
عن ثمامة بن
عبد الله بن
أنس بن مالك
عن أنس بن
مالك أن أبا
بكر كتب له أن
هذه فرائض
الصدقة التي
فرض رسول الله
صلى الله عليه
وسلم على
المسلمين
التي أمر بها
رسوله صلى
الله عليه وسلم
فمن سئلها من
المسلمين على
وجهها فليعطها
ومن سئل فوقه
فلا يعطه فيما
دون خمس
وعشرين ففيها
بنت مخاض إلى
خمس وثلاثين
فإذا لم تكن ابنة
مخاض فابن
لبون ذكر فإذا
بلغ ستة
وثلاثين
ففيها بنت
لبون إلى خمسة
وأربعين فإذا بلغت
ستة وأربعين
ففيها حقة
طروقة الفحل
إلى ستين فإذا
بلغت إحدى
وستين ففيها
جذعة إلى خمسة
وسبعين فإذا
بلغت ستة
وسبعين ابنتا
لبون إلى
تسعين فإذا
بلغت واحدا
وتسعين ففيها
حقتان طروقتا
الفحل إلى
عشرين ومائة
فإذا زادت على
عشرين ومائة
ففي كل أربعين
ابنة لبون وفي
كل خمسين حقة
فإذا تباين
أسنان الإبل
في فرائض
الصدقات فمن
بلغت عنده
صدقة الجذعة
وليست عنده
جذعة وعنده
حقة فإنها
تقبل منه
الحقة ويحمل
معها شاتين إن
استيسرتا له
أو عشرين
درهما ومن
بلغت عنده
صدقة الحقة
وليست عنده
إلا جذعة
فإنها تقبل
منه ويعطيه
المصدق عشرين
درهما أو
شاتين ومن
بلغت عنده
صدقة الحقة
وليست عنده
وعنده ابنة
لبون فإنها
تقبل منه
ويجعل معها
شاتين إن
استيسرتا له
أو عشرين
درهما ومن بلغت
عنده صدقة
ابنة لبون
وليست عنده
إلا حقة فإنها
تقبل منه
ويعطيه
المصدق عشرين
درهما أو شاتين
ومن بلغت عنده
صدقة ابنة
لبون وليست
عنده ابنة
لبون وعنده
بنت مخاض
فإنها تقبل منه
ويجعل معها
شاتين إن
استيسرتا أو
عشرين درهما
ومن بلغت عنده
صدقة بنت مخاض
وليس عنده إلا
بن لبون ذكر
فإنه يقبل منه
وليس معه شيء
ومن لم يكن
عنده إلا
أربعة من
الإبل فليس
فيها شيء إلا
أن يشاء ربها
وفي صدقة
الغنم في
ساعتها إذا
كانت أربعين
ففيها شاة إلى
عشرين ومائة
فإذا زادت
واحدة ففيها
شاتان إلى
مائتين فإذا
زادت واحدة
ففيها ثلاث
شياه إلى ثلاثمائة
فإذا زادت
واحدة ففي كل
مائة شاة ولا
يؤخذ في
الصدقة هرمة
ولا ذات عوار
ولا تيس الغنم
إلا أن يشاء
المصدق ولا
يجمع بين
متفرق ولا
يفرق بين
مجتمع خشية
الصدقة وما
كان من خليطين
فإنهما
يتراجعان
بينهما
بالسوية وإذا
كانت سائمة
الرجل ناقصة
من أربعين شاة
واحدة فليس
فيها شيء إلا
أن يشاء ربها
وفي الرقة ربع
العشر فإن لم
يكن المال إلا
تسعين ومائة
فليس فيها إلا
أن يشاء ربها
[-: 2247 :-] Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Ebu Bekr, kendisine şöyle bir mektup yazmıştır: Bu, Allah
Teala'nın Peygamberine emrettiği, Nebi'in (wllollohu oleyhi vesellem) de
Müslümanlara takdir ettiği zekat oranlarını açıklayan mektuptur. Bu oranlar
dahilinde herkes kendisinden istenilen miktarı versin. Hiç kimse bu oranların
üstünde istenilen bir şeyi vermesin. Yirmi beşten az olan develerde her beş
deve için zekat olarak bir koyun vardır. Yirmi beş deveden otuz beş deveye
kadar da iki yaşına basmış bir dişi deve verilir. Hayvanlar içinde vermek için
iki yaşına basmış dişi deve yoksa üç yaşına basmış bir erkek deve verilir. Otuz
altı deveden kırk beş deveye kadar üç yaşına girmiş bir dişi deve verilir. Kırk
altı deveden altmış deveye kadar da dört yaşına girmiş gebe bir deve verilir.
Altmış bir deveden yetmiş beş deveye kadar da beş yaşına girmiş bir dişi deve
verilir. Yetmiş altı deveden doksan deveye kadar üç yaşına girmiş iki dişi deve
verilir. Doksan bir deveden yüz yirmi deveye kadar da dört yaşına girmiş ve
gebe olan iki deve verilir. Yüz yirmiden daha yukarısı için de her kırk deve
için üç yaşına girmiş bir dişi deve, her elli deve için de dört yaşına girmiş
bir dişi deve verilir.
Verilecek develerin
yaşları konusunda ortaya çıkabilecek sorunlarda, beş yaşına girmiş bir dişi
deve vermesi gereken, ancak hayvanları içinde böylesi bir devesi olmayan kişi,
varsa dört yaşına girmiş bir dişi deve ile birlikte kalayına gelecek şekilde
iki koyun veya yirmi dirhem verir. Dört yaşına girmiş bir dişi deve vermesi
gereken, ancak hayvanları içinde sadece beş yaşına basmış dişi develeri olan
kişi beş yaşına basmış deve verir ve karşılığında zekat memuru aradaki fark
için kendisine yirmi dirhem veya iki koyun verir. Dört yaşına girmiş bir dişi
deve vermesi gereken, ancak hayvanları içinde böylesi bir devesi olmayan kişi,
varsa üç yaşına girmiş bir dişi deve ile birlikte kalayına gelecek şekilde iki
koyun veya yirmi dirhem verir. Üç yaşına girmiş bir dişi deve vermesi gereken,
ancak hayvanları içinde sadece dört yaşına basmış dişi develeri olan kişi dört
yaşına basmış deve verir ve karşılığında zekat memuru aradaki fark için kendisine
yirmi dirhem veya iki koyun verir. iki yaşını bitirip üç yaşına girmiş bir dişi
deve vermesi gereken, ancak hayvanları içinde böylesi bir devesi olmayan kişi,
varsa bir yaşını bitirip iki yaşına girmiş bir dişi deve ile birlikte kolayına
gelecek şekilde iki koyun veya yirmi dirhem verir. Bir yaşını bitirip iki
yaşına girmiş bir dişi deve vermesi gereken kişinin yanında öylesi bir deve
bulunmuyarsa ve üç yaşına girmiş erkek devesi varsa sadece bunu verir. Sadece
dört devesi bulunan kişinin zekat vermesi gerekmez, ancak dilerse de verebilir.
Otlaklarda beslenen
koyunlara gelince, kırk koyundan yüz yirmi koyuna kadar zekat olarak bir koyun
verilir. Yüzyirmibirden iki yüz koyuna kadar da iki koyun verilir. ikiyüzbirden
üç yüz koyuna kadar üç koyun vardır. Bunun üstündeki her yüz koyun için de
zekat olarak bir koyun verilir. Zekat olarak alınacak koyunlar yaşlı veya
kusurlu olmamalıdır. Aynı şekilde zekat memuru kabul etmedikten sonra teke de
alınmaz. Zekat miktarını azaltmak için ayrı ayrı hayvanlar bir araya
getirilemeyeceği gibi sürü de parçalara böıünmemelidir. Hayvanları karışık olan
ortaklardan alınan zekatta ortaklar bunu hisselerine göre hesaplarlar. Kişinin
otlaklarda beslediği koyunları kırktan bir eksik olsa da zekatı alınmaz. Ancak
mal sahibi dilerse verebilir .
. Gümüşte de kırkta bir
zekat vardır. Şayet kişinin yüzdoksan dirhemi varsa zekatı olmaz, ancak kendisi
dilerse verebilir.
Mücteba: 5/27; Tuhfe:
6582.
مانع
زكاة الغنم
11- Koyunlardaki
Zekatı Vermeyenlerin Durumu
أخبرني محمد
بن عبد الله
بن المبارك
قال ثنا وكيع
قال حدثنا
الأعمش عن
المعرور بن
سويد عن أبي
ذر قال قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ما من
صاحب إبل ولا
بقر ولا غنم
ولا يؤدي
زكاتها إلا
جاءت يوم
القيامة أعظم
ما كانت
وأسمنه تنطحه
بقرونها
وتطؤه بأخفافها
كلما نفدت
أخراها عادت
عليه أولاها حتى
يقضى بين
الناس
[-: 2248 :-] Ebu Zer'in bildirdiğine
göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Sahip olduğu deve, sığır
veya koyunların zekatını ödemeyen kişinin, kıyamet gününde bu hayvanlar en iri
ve en semiz haliyle karşısına çıkar. Boynuzlarıyla ona vurup ayaklarıyla da çiğnerler.
En son hayvan da onu çiğnedikten sonra ilk hayvan yeniden çiğnemeye başlar. Bu
durum ise tüm insanların hesabı görülünceye kadar devam eder" buyurdu.
Mücteba: 5/29; Tuhfe:
11981.